16 Kasım 2012 Cuma

PUSETLE İLK SEYAHATİMİZ

Seyahat dediğime bakmayın, on dakikalık bir yolculuktu bizimkisi. Ama ne acemilik çektim;sudan çıkmış balık gibi:)

Neredeyse 2,5 ay oldu daha yeni mi dışarı çıkıyorsunuz demeyin. Aslinda ilk defa dışarı çıkmadık. Bebek arabasını ilk zamanlar evde portbebeyle,beşik gibi kullandık.Gittiğimiz yerlere de sadece portbebeyi götürdük otomobille gittiğimiz için. İlk defa kızımla başbaşa dışarıda,kırkımız çıktığı gün kaldık. Adet yerini bulsun diye kırk günümüzün dolduğu gün Çamlıca tepesine çıkmaya niyetlendik. Çok az kalmıştı ki ışıklarda küçük bir kaza yaptık. Tabi eşim kaza raporu vs. ile uğraşacağı için biz de orada beklemek istemedik, anneannesi mantı evindeydi. Kızımı heybebeye koydum. Mantı evinin yolunu tuttuk. Hayır yapılan bir evde kırkımızı uçurmuş olduk bir vesileyle. Ertesi gün de haftalık arkadaş toplantılarımıza artık katılmanın zamanı geldi diyerek çıktık yola ve yine heybebeden yardım aldık.Çok da güzel oldu. İkinci sefer de bu şekilde kucakta gidince,anakucağını götürmenin daha iyi olacağını düşündüm. Çünkü orada kızım uyuyor ve ben onu içeride başka bir odaya yatırmak istemiyorum,ağlar da duymazsam diye. Sürekli kucakta da olmuyor. O yüzden bu hafta anakucağını arabaya monte edip çıkmaya karar verdim. İşte ilk seyahatimizin resmi:


 Bakalım resimdeki yanlışları bulabilecek misiniz?

Soru 1: Bu arabanın rüzgarlığı-güneşliği yok mu?

El-cevap: Aslında var. Ama ben olduğunu yolda başka bir bebek arabasında gördükten sonra hatırladım:)Hava da epey rüzgarlıymış,giderken battaniyeyi yüzüne örttüm

Soru 2: Kızımızın atkısı neden mavi? :)

El-cevap: Aslında o atkı onun değil. Ben havanın çok da soğuk olmadığını düşünerek yanıma atkı falan almadım,ama rüzgarı hesaba katmamıştım. Gerçi çocuğun tenine hiç soğuk değmeyecek şekilde sıkısıkı sarılmasını da onaylamıyorum ama daha çok küçük, sanırım tedbir almam gerekirdi. Dönüşte arkadaşlardan biri oğlunun atkısını verdi sağolsun (hiç kullanmamış)"bu çocuk bu akşam hasta olacak" hayır! temennisini de ekleyerek. O yüzden mavi:)  Çok şükür bu geceyi atlattık,o hasta olmadı ama ben biraz boğazlarımı üşütmüşüm.

Bebek arabası kullanmak da ayrı bir meziyet isteyen bir şeymiş.Burnuna rüzgar girmesin battaniyeyi örteyim, aman nefes alıyor mu diye gözünü bebekten ayırmazken bir yandan da araba geliyor mu,kaldırımda çukur var mı diye etrafı kollamak gerekiyormuş. Alışacağız artık. Ama gideceğim yerde eğer anakucağına ihtiyaç yoksa heybebeyi tercih ederim, kucak kucak gezmek çok daha zevkli ve kolay.

Bu arada Meryem Rüveyda da bebek arabasıyla gezmeyi sevdi sanırım. Yeni yeni etrafı gözlemlemeye,bizi tanımaya başlayan kızım ilk defa gökyüzünü gördü. Şaşkın şaşkın etrafa baktı,hiç kıpırdamadan. Otomobile binince hemen uyuyan durunca anında uyanan kızım,pusette uyumasa da eve gelince kapıyı açmak için durduğumda hemen mızıldanmaya başladı:)


Üşütmeden,hastalanmadan daha nice yolculuklar yapmamız duasıyla..

Not: Bu arada sonraki yazı doğum hikayemin devamı olacaktı ama sıcağı sıcağına bu anımızı yazmak istedim. İnşallah bir dahaki sefere...

2 yorum:

  1. Oooo!!! Daha ne gezmeler yapacaksınız ana-kız. Soğuktan da korkma. Güzelce giydirip çıkar, her gün 10 dakika da olsa, 10 dakika için 45 dakika hazırlık da gerekse de dışarıya alıştır onu (:
    Sevgiler!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Evet inşallah daha çok gezmeler yaparız.. Ana-kız gezmek gerçekten keyifli..Hele riskli geçen hamilelikten sonra bu gezmeler beni daha bi özgür hissettiriyor.

      Sil