23 Kasım 2012 Cuma

DOĞUM HİKAYEMİZ-2 (HİPNOZLA AĞRISIZ DOĞUM)

Doğum hikayemizin ilk bölümü burada

Her an endişeyle geçen ilk aylardan sonra bu sefer erken doğum olur mu acaba endişesi sarmıştı.28. haftayı da atlatsaydık,32. haftayı da atlatsaydık,36. yı da derken günler geçiyordu. İlk aylardan beri sabit bir doktor edinememiştik. Ya hastahane sebebiyle ya da doktor sebebiyle sürekli doktor değiştiriyorduk. Evlenmeden önce okuduğum bir kitaptan etkilenerek "eğer hamile kalırsam doktora gitmeyeceğim,evde doğum yapacağım" diyen ben o doktor senin bu doktor benim gezer olmuştum:)
Bir gün yine bir doktora gittik, o doktora ikinci gidişimiz.. İlk gidişimizde izlenimimiz olumlu. Hastahane de yenidoğan yoğun bakımı donanımlı bir hastahane..Ama o doktor da daha önce gittiğimiz başka bir doktor gibi bize sezeryan önerdi "dört senelik özlenen bir bebek" olduğu için.. "Kıymetli(!) gebelik" olduğu için..Normal doğumun risklerinden bahsetti. Normal doğumda bebek strese girebilir,oksijensiz kalabilir vs. vs. Biz normal doğum istediğimizi söylediğimizde de "Normal de doğurturum,sen şimdi bunları düşünme" demişti ilk gidişimizde. Biz de o sözüne güvenerek,hastahaneye de güvendiğimiz için tekrar gittik. İkinci muayenede gözle görülür şekilde soğuk-sert davrandı doktor.. Çıktığımızda eşim de ben de doktorun bu tavrından sonra normal doğurtmakla uğraşmayacağına kanaat getirdik. Çok geçerli olmayan bir sebepten sezeryana alabilirdi. Güvenimizi yitirdik.

 Benim içimde inanılmaz bir normal doğum yapma isteği ve sezeryan korkusu var. Tamam bebeğimin hayatı tehlikedeyse tabi ki sezeryan olurum ya da herhangi riskli durumda.. Ama sebepsiz yere sırf  kıymetli! bebek olduğu için sezeryan olmayı kabullenmek istemedim. Hem kıymetli! bebek de neymiş? Sezeryanla doğum yapan annelerin bebekleri kıymetli,normal doğum yapan annelerin bebekleri kıymetsiz mi? Ondan mı normal doğum yapıyorlar? Bu açıklama bana çok saçma geldi. Mantık çerçevesine çok güzel oturtuyorlar ama,yok,beni tatmin etmedi.

Bu doktordan da ümidimizi kestik. Aslında daha önce gittiğim,güvendiğim bir doktor vardı. Hatta yengeme,eltime de o doğum yaptırmıştı. Ama hastahane şartları sebebiyle (yenidoğan yoğun bakım ünitesi olmaması) ona gitmeyi bırakmıştık.

Eve geldik,bende moral bozkluğu had safhada. Gözyaşlarımı tutamıyorum. Beni bıraksınlar evde ben kendi kendime doğurayım,içimde o istek var:) Ama tabi ki böyle birşey yapamam,bebeğimin hayatını riske atamam. Ama doğal doğumun benim için de bebeğim için de en iyisi olduğu kanaatindeyim. Çok şükür ki hamileliğim boyunca oldukça hassas olan eşim dahi doktorların gazına gelip sezeryan yapalım demedi. Normal doğum yapabilmem konusunda beni destekledi. Ve aynı gün normal doğum yanlısı doktor araştırmalarına başladı ve doktorumuzu eşim buldu(Allah ondan razı olsun). Hemen randevu aldık.

Doktorumuz Dr. Ayşe DUMAN

Muayenehanesine gittiğimizde bizi bir ev sıcaklığı karşıladı. Muayenemiz oldukça olumlu geçti. Dr. Ayşe hanım oldukça samimi ruhumuza hitap eden biri. Hipnozla doğal doğum eğitimleri veriyor. Ben gerekmediği müddetçe herhangi bir tıbbi müdahaleye(epizyo,suni sancı,epudral anestezi) maruz kalmak istemediğimi belirttim. Doktorum,kendisinin de gerekmediği müddetçe doğuma müdahale etmediğini söyledi.Ve doğum eğitimine katılmamı önerdi.

33. haftamızda Ayşe Hanımın "Doğum Yolculuğuna Holistik Yaklaşım" eğitimine katıldım. Benim katıldığım eğitim katılım sayısı az olduğu için muayenehanesinde oldu. İçimizdekileri çok rahat bir şekilde dökebildiğimiz,ev oturması sıcaklığında geçen bir eğitim oldu. Korkularımızla yüzleşme, E.F.T tekniği,doğum hakkında bilmediklerimiz,neler sezeryana götürür,otohipnoz(kendi kendini hipnoz) nasıl yapılır)..bunları öğrendik. Ayşe Hanım ilk gün gevşeme ve rahatlamahipnozu yaptı. Hipnoz deyince TV de gördüğümüz tamamen bilincini hipnoz yapana teslim eden,yat deyince yatan,kalk deyince kalkan, çocukluğunu anlatan insanlar aklıma geliyordu. Hatta seanstan önce biraz tedirgin olmuş ve kendimi tam anlamıyla bırakamamıştım. Aslında Ayşe Hanım'ın yaptığı hipnozda uyku hali yoktu. Bilinç tamamen açık. Sadece onun telkinlerini kabul ediyorsun. Kabul edip etmemek yine senin elinde.

İlk deneyimden sonra ikinci gün kendimi daha rahat bıraktım. Bu sefer gevşemeden başlayarak adeta doğumu baştan sona yaşadık. Doğum kasılmalarını, bebeğin rahmin içerisinde güvenle ilerlemesini ve en sonunda bebeğin doğup kucağa verilişini. Doğumun son anına geldiğimizde heyecandan benim nefes alışverişim hızlandı ve doğum gerçekleştiğinde gözyaşlarımı tutamadım.

Bu eğitim, iki gün katıldım, tamam bitti denen bir eğitim değil. Doğuma kadar öğrendiğimiz çalışmaları yapıp doğuma hazırlamak gerekiyor. Ben Ayşe Hanım'ın sesini onun da izniyle telefonuma kaydetmiştim. Doğuma kadar ara ara dinledim ve bu şekilde hazırlandım. Bazen kendi hikayemi kurdum. Çok da hazır olmadığımı düşünüyordum ama doğumda hepsinin faydasını gördüm.Eğitimin bebeğimle iletişimime de faydası olduğunu düşünüyorum.

Eğitimden sonra bir daha Ayşe Hanım'a muayeneye gitmedim. Şaşırdınız değil mi? "Hem bu kadar memnun kalıp sonra neden gitmedin? diyeceksiniz.

Sebebi şu;
Ayşe Hanım'a da bunu söylememiştim ama şimdi itiraf ediyorum; eğitimden sonra kendime güven gelmişti. Ve nerede,hangi doktorla olursa olsun yapabilirim,demiştim. Sonuçta doğuracak olan bendim. Doğurtulmayı değil,doğurmayı kabul etmiştim. Doğuran birine "Dur doğurma,seni kesicez diyemezlerdi ya!". En çok da Ayşe Hanım'ın şu sözü beni etkiledi,yüreklendirdi "Güveneceğiniz yeri iyi bilin". (Ben doktorunuza güvenin demesini beklerken) "Doğumunuzu ben yapamayabilirim, o anda istediğiniz şartlar oluşmamış olabilir. İçinizde var olan bu doğum programına, o programı içinize yerleştirene güvenin." deyince "Tamam ya dedim Allah'ın izniyle falanca hastahanede de yaparım" dedim. Tabi ki kesinlikle başından sonuna kadar Ayşe hanımda muayene olup doğumumu da hiç tereddüt etmeden onda yapmak isterdim ama bütçemizi de fazla zorlamak istemedim.

Velhasılı kelam doktor kontrollerimize daha önce bahsettiğim normal doğum konusunda güvendiğim doktorda devam etmeye başladık. Hastahane de yenileşme sürecindeydi. Artık yenidoğan yoğun bakım ünitesi de vardı. Son haftaya kadar o doktoruma gittim. Allah için hiç sezeryan lafı etmedi doktorum. Doktorla konuşmamıştım ama ebeye sormuştum NST ye girdiğimde,her gelene suni sancı takılıyor mu diye. Takılmıyor demişti. Biraz daha içim rahatlamıştı.Bebeğin kafa çapı haftasına göre biraz önden gidiyordu,son hafta çatı muayenesinden sonra doğum şekline karar veririz dedi. Tam da 39. haftada doktorum izine ayrıldı.Zaten kaç haftadır ha oldu ha olacak diye beklerken, bu seferde ya doktor yokken olursa,diğer doktorlara nasıl güvenicez endişesi sardı bizi.

Ve 31 Ağustos Cuma günü doktorum izindeyken doğumun ilk işareti "nişan" geldi...

devamı 3. bölümde..(arkası yarın gibi oldu çok özür dilerim ama çok uykum geldi:( Yazdığım kadarını paylaşmak istedim. Çok zaman harcıyorum çünkü,toparlamaya çalışırken. İnşallah bu sefer fazla ara vermeden devamını yayınlarım. Hem öyle kolay mı biz dokuz ay bekledik Meryem Rüveyda'mıza kavuşmak için:))


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder